20 Ağustos 2010 Cuma

dingiiin bir akşam yemeği (!)

 

 
Kim dedi ki sana sıradan bir akşam yemeği olacak diye? Kim dedi ki, yemekler üste başa dökülmeden, ortalığa çiş edilmeden, sessiz ve dingin saatler birbirini kovalayacak diye? Yine de öncekilerin uzağında, daha da samimiydiler bu gece. Daha mı az dalaşıp pölüştüler sanki. Sanırım özlemişler ve sanırım büyümüşler birbirlerini görmeyeli.
 
Bizim evlat oynarken kendi halinde bir ara, baktım Ege kafayı Ronin'e takmış. Ronin bu gece pembe giydiğinden mi olmuştur veletlerin kankisi? Yoksa o hep favoriydi de , ben mi yine havamı almışım?
 
Ohh... Ne güzel ama, hep Ronin ilgilenmek zorunda kaldı çocuklarla. Muhaaaa... Ev sahibi bey baba da pek bir ilgisiz kaldı çildırınlara :))



Vallahi ne yalan  söyleyeyim epey acıkmışım bugün. Yedim epeyce yemek. O kadar seri bir şekilde yemek yemeye alışmışım ki iki buçuk yıldır; masaya ilişkin tek bir fotoğraf bile çekmemişim. Olsun derler ya zaten, "Yediğin içtiğin sana kalsın, sen gördülerini anlat".
 
Gördülerim de yukarıda kolajda zaten. Bir aynayı alakasız buldum o fotoğrafların içinde. Ama seviyorum ben o aynayı o evde. Bunu da hatırladım şimdi.
 
Bağlayamadım ben bu yazının sonunu bir türlü...
Bu seferlik bırakıyorum, isteyen istediğini yazsın sonuna...

1 yorum:

  1. yemekleri beğendim,
    ev sahibi bizi kapıda güleryüzlü karşıladı,
    günün yorgunluğu vardı tabi üstünde...
    yine de kendime rakip olarak görmüyorum kendisini.
    puanım 2!
    :)

    YanıtlaSil