25 Aralık 2010 Cumartesi

avsak savsak oldum ben!



Bir avsak savsağım bugünlerde. Ne kendimi başkalarının eylemlerine dahil edebiliyorum, ne de ben sonuna kadar giden bir plan yapabiliyorum. Evdekilere ölü balık gibi bakıyorum. Televizyon en nefret ettiğim elektrikli eşya şu anda evde. Türk dizilerine tahammülüm kalmadı. Amerikan özenti hakkımızı dizilerinden yana kullanmaktayız. Hiç değilse senaryoları var. Demi ama yani.

2011'den ilk beklentim; üzerimde ki uyuşukluğun kalkması. Birilerinin bana "eli kolu kalkmaz" büyüsü yaptığını düşünmeyecek kadar zıpgın olmam. Zıpgın gibi, fişek gibi bir bahar bekliyoruz 2011'den. Hem de maailece. Çünkü benim bu avsak savsak durumumdan herkese fenalık gelmiş durumda.



Musti desen yine aleminde. Bayılıyorum onun o kimseyi ve hiçbir şeyi takmayan haline. Kendine güvenine. Canı ne isterse onu yapıyor. İzin vermediğimiz şeyleri ev içinde gizlice bulduğu köşelerde yaşıyor. Ufacık tefecikya; her yere sığıyor. Bizim evin miniatürk'ü o. Her seferinde aç, içinde değişik bir şey bulursun mutlaka.

Ayrıca yemek dışında ne versek yiyor da. Meyve, fındık fıstık, abur cubur... O gün ev dışında bir yerlerdeyse hele tamamen foseptik çukuru kıvamında geziyor. Yavaş yavaş karın ağrısını da keşfetmeye başladı ki; züpper boy yine o!

Ben yanımda birinin ses çıkararak bir şeyler yemesine tahamül edemem. Bunun için cinayet bile işleyebilirim. Ama onun bir tatlı badem yemesi var. Sesli sesli, şapırdata şapırdata. Ona da o kadar bayılıyorum. Yavaş yavaş klasik bir erkek annesi oluyorum galiba. Biri beni tutsun. Oğlumdur; ne yapsa yeridir kıvamındayım.

2 yorum:

  1. :) içimizdeki oğul annesi dışarı çıkıyor canım bende aynı durumdayım herşey serbest onlara

    YanıtlaSil
  2. 2011 yilinin size ve ailenize saglik,huzur getirmesi dilegiyle sevgiler....

    YanıtlaSil